Çokça kitap okuyoruz, çokça hikaye
anlatıyoruz. Bence biraz fazla tekrara düşüyoruz . Günlük yaşantılardan uydurduğum, bildiği, tanıdığı kişilerin
içinde olduğu herhalde 20 çeşit hikaye var. Reytingi çok yüksek olan ise 5-6 tane. “Anne, Sedef salıncağa binmek
istiyor, onu anlat” “Şimdi Emre koltuğuna oturmak istemiyor, onu anlat” “şimdi
de Atakan’ı oku, bir daha oku”. Benim de hoşuma gidiyor Allah için ama itiraf
edeyim sıkılıyorum bazen. Yorgun oluyorum, konuşmak istemiyor oluyorum. Geçen
hafta iş çıkışı bir yerde bir şeyler yedik, Ela da yanımızda. Dönüşte yine
Atakan istedi. İsteksiz olsam da başladım, okuyorum ama kafam başka yerde.
Sonra şu diyalog gerçekleşti:
Ela: Anne, güzel oku
Anne: Güzel okuyorum ya kızım
Ela: Hayır, gülerek oku, hani evde okuyorsun ya öyle
Anne: …
Anne: Güzel okuyorum ya kızım
Ela: Hayır, gülerek oku, hani evde okuyorsun ya öyle
Anne: …
Şimdi ve burada’ya yine kızı
tarafından kolayca döndürülen anne hafif mahçup ama gülümseyerek kitabı okumaya
devam eder. Kızının isteklerinin hep bu kadar farkında olmasını ve dile
getirmesini dileyerek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder