25 Ekim 2011 Salı

Ela artık özgür! Bezden kurtulduk...

vallahi kurtulduk...
hem de 2 ay oldu
anne de tam iki ay sonra bu önemli yazıyı yazmaya başlayabildi
aslında anneye yine aynı şey oldu, güzel bir yazı olmalı, iyice düşünebileceğim, rahat bir zamanda yazmalıyım derken 2 koca ay beklemiş oldu. yine rahat bir zaman değil işte, uykum geldi bir taraftan ama artık yazılmalı bu yazı.

Haziran ortasında havalar ısınmaya başladığında Teyze'mizle konuşmaya başladık. Zaten bu işte en büyük payı kendisine vermeliyiz. O'nun istekliliği olmasa mümkün olmazdı bu iş. Artık bez bağlamak baya zor oluyordu kuzuya. İstemiyordu. Binbir taklayla takıyorduk yeni bezleri. Elimizde mendiller, bezler çok koşturduk minik poponun peşinde :) Haziran'ın sonuna doğru gündüz Ela'ya bez bağlamayı bıraktık. Bir lazımlık ve bir de tuvalet adaptörü edindik. Henüz bir kaç gün olmuşken, daha hikayenin giriş paragrafındaydık ki Eloş hastalandı. İshal, kusma derken yaklaşık 2 hafta yine bezli günlere dönüverdik. Herhalde Temmuz ortası gibiydi, yine bıraktık bez bağlamayı. Açıkçası yaz sonuna kadar belki alışamaz diye düşündüğüm çok oldu ama en azından o yaz sıcağında bez bağlamamış oluyoruz diye devam ettik. Tabi ki Ela'nın durumu idrak etmesi için bir kaç haftaya ihtiyacımız oldu. Bu süre içinde hafta içi Teyzemiz, akşamları ve hafta sonları da biz sürekli Ela'nın peşinde, kaza izlerini temizledik. Tuvalet adaptörünü hiç kullanmadı, ilk başta lazımlıkla da biraz mesafeliydi. Tuvalete hep birlikte girdik, o zamanlarda lazımlığa kısa sürelerle oturdu. Bir kaç sefer de bir kaç damla çiş yaptı. Ağustos ortasına kadar bu süreç böyle sürdü. Ben yavaş yavaş sıkılmaya başladım. Müzikli lazımlıkları araştırdım bir süre, aklıma yatmadı, almadım. Bebekleri lazımlığa götürüp, onlara çiş yaptırttık, olmadı. Yani bebeklere faydası olmuştur belki de Eloş'a olmadı :)

Ağustos'ta taşınma hazırlıklarına başladık. Taşınmamızdan bir gece önce yani 18.08.2011'de akşam 7 gibi Eloş "kaka, kaka" dedi salonun ortasında. Yanına koşanları ittirip"anane kaka" dedi. Annneannesi ile koşarak tuvalete gittiler ve sonra anneanne bir elinde Ela, bir elinde de içi doldurulmuş bir lazımlıkla salona girdi. Eve nasıl bir sevinç hasıl oldu anlatamam. Alkışlar, ıslıklar, danslar...sonra tuvalete döktük ve el sallayarak, sifonu çekip uğurladık güzel çişleri. Zaten bu sifon çekme olayı Ela'nın olayı çözmesinin de anahtarı oldu. Yeni eve geçtiğimiz gün Ela'ya sifonu gösterdim. Duvara monteli, içeri itilen bir çeşit. müthiş ilgisini çekti. tek parmağıyla itebiliyordu. "hadi annecim, çişimizi buraya yapalım, sonra da sifonu çekip gönderelim" dedim. hevesle tuvalete oturmak istedi. Ve ondan sonra bu sifon konusundaki hevesi uzun süre-hatta bazen hala- devam etti. O günden beri Eloş uykuları dışında bez takmıyor.

Elbette kazalar oluyor. Oyuna daldığında özellikle ve biz de sormayı unutursak oluyor bunlar. Hatta geçenlerde bir misafirlikte oldu. Mahçup olduk ama halden anlıyor arkadaşlarımız sağolsunlar. "amaan onun çişinden n'olacak?" en sevdiğim iç rahatlatma cümlesi. artık çok seyrekleşti kazalar. bu iş iyiden iyiye düzene girdi gibi.

400000000000 kere maşallah ...

1 yorum:

  1. evet yaa ne olacak onun çişinden :)) Masallah kuzuma, hayal bile edemiyorum boyunu posunu sesini.. bilmem anlatabildim mi??

    YanıtlaSil